Maternal bağlanmanın postpartum depresyon belirtileri ve psikolojik dayanıklılık ile ilişkisi
Özet
Amaç: Anne bebek arasındaki bağlanma bebeğin duygusal, sosyal, bilişsel ve fiziksel gelişimini ve kadının annelik rolüne adaptasyonunu etkiler. Bu bağın gelişmesi gerek annenin gerek yenidoğanın hayatı üzerinde önemli etkiye sahip olduğu için, maternal bağlanmaya olumsuz etki ettiği bilinen öncüllerin ortadan kaldırılması önemlidir. Ayrıca doğum sonrası dönemin ciddi ruhsal hastalıkların ortaya çıkması ya da yinelemesi açısından riskli bir dönem olduğu bilinmektedir. Bu çalışmada doğum sonrası dönemde olan kadınlarda depresyon riskini artırabilecek faktörlerin ve maternal bağlanma ile ilişkili olduğu düşünülen; psikolojik dayanıklılık ve postpartum depresyonun karşılaştırmalı olarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Yöntem: Çalışmaya Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümüne rutin sağlık kontrollerinin yapılması amacıyla başvuran 140 kadın dahil edilmiştir. Tüm katılımcılarla klinik görüşme yapılarak sosyodemografik veri formu, Maternal Bağlanma Ölçeği (MBÖ), Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği (EDSDÖ), Yetişkinler için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (YPDÖ) uygulanarak elde edilen veriler karşılaştırılmıştır. Bulgular: Katılımcılardan, evlilik ilişkisi zayıf olan, bebeğinin cinsiyetinden memnun olmayan, emzirmeyen annelerde, gebelik sırasında depresif belirtileri olanlarda ve ailede psikiyatrik hastalık öyküsü olan katılımcılarda postpartum depresyon görülme sıklığı anlamlı şekilde daha yüksek olarak bulundu. Sosyal destek durumu yeterli olan bireylerde postpartum depresyon görülme oranı, yetersiz olanlara göre anlamlı şekilde daha düşük saptandı. Maternal Bağlanma Ölçeği (MBÖ) ile Yetişkinler için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (YPDÖ) puanları arasında zayıf ve pozitif yönde, Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği (EDSDÖ) ile Yetişkinler için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (YPDÖ) puanları arasında zayıf-orta düzeyde ve negatif yönde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Ancak, Maternal Bağlanma Ölçeği (MBÖ) ile Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği (EDSDÖ) arasında anlamlı bir ilişki belirlenememiştir. Sonuç: Çalışmamızda evlilik ilişkisinin zayıf olmasının, yetersiz sosyal desteğin, emzirmemenin, gebelik sırasında yaşanan depresif belirtilerin, ailede psikiyatrik hastalık öyküsü bulunmasının postpartum depresyon için risk oluşturduğu saptanmıştır. Kadınların ruhsal hastalıklara daha yatkın olduğu bilinen doğum sonrası dönemde sorumluluk paylaşımında özellikle eşleri tarafından desteklenmelerinin, streslerinin azaltılarak emzirme sürecinde teşvik edilmelerinin önemi ortaya konmuştur. Çalışmamızın sonucunda elde ettiğimiz bulgular psikolojik dayanıklılığın, depresif belirtilerin yönetilmesinde potansiyel bir rol oynayabileceğini ve anne-bebek bağlanmasını güçlendirebileceğini düşündürmektedir. Çalışmamızın sonuçları, doğum sonrası dönemdeki kadınların ruh sağlığına yönelik daha etkili müdahaleler geliştirmek için kullanılabilir. Objective: The attachment between mother and baby affects the emotional, social, cognitive and physical development of the baby, as well as the mother's adaptation to the maternal role. Since the development of this bond has a significant impact on both the mother's and newborn's lives, eliminating known precursors that negatively affect maternal attachment is important for ensuring the efficient continuity of the bond between the mother and baby. Additionally, it is known that the postpartum period is a risky time for the emergence or recurrence of mental illnesses. This study aims to comparatively examine the factors that may increase the risk of depression in women during the postpartum period and are believed to be associated with maternal attachment, as well as to explore the relationship between psychological resilience and postpartum depression. Method: The study included 140 women who applied to the Department of Pediatrics, Çanakkale Onsekiz Mart University Faculty of Medicine, for routine health check-ups. Clinical interviews were conducted with all participants, and Sociodemographic data forms, Maternal Attachment Inventory (MAI), Edinburgh Postnatal Depression Scale (EPDS), and Resilience Scale for Adults (RSA) were administered to collect data, which were then compared. Results: Significantly higher frequency of postpartum depression was found in participants with weak marital relationships, dissatisfaction with the baby's gender, non-breastfeeding mothers, those with depressive symptoms during pregnancy, and participants with a history of psychiatric illness in the family. The rate of postpartum depression was significantly lower in individuals with sufficient social support compared to those with insufficient support. There was a weak and positive correlation between scores on the Maternal Attachment Inventory (MAI) and the Resilience Scale for Adults (RSA), a weak to moderate and negative correlation between scores on the Edinburgh Postnatal Depression Scale (EPDS) and the Resilience Scale for Adults (RSA). However, no significant relationship was found between the Maternal Attachment Inventory (MAI) and the Edinburgh Postnatal Depression Scale (EPDS). Conclusion: In our study, it was found that having a weak marital relationship, inadequate social support, not breastfeeding, experiencing depressive symptoms during pregnancy, and having a family history of psychiatric illness posed a risk for postpartum depression. The results of our study emphasize the importance of women being supported, particularly by their partners, in sharing responsibilities and reducing their stress during the well-known vulnerable postpartum period for mental illnesses. The findings of our study suggest that psychological resilience may play a potential role in managing depressive symptoms and strengthening the mother-baby attachment. The results of our study can be utilized to develop more effective interventions for women's mental health during the postpartum period.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=a0OMTmEd_3mfOBxT8SiBTCVViHC_Li4pZmYfhdei94Er_H-bNjZZSM8hWXJlZtp0https://hdl.handle.net/20.500.12428/5228