Hegemonya ve rekabet: Soğuk Savaş döneminde ABD'nin SSCB'ye yönelik çevreleme politikası ve nükleer silahlar
Abstract
İkinci Dünya Savaşı sonrası ve SSCB'nin yıkılmasına kadar olan dönemi belirten Soğuk Savaş Dönemi'nde ABD (Amerika Birleşik Devletleri) ve SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) rakip devletler olarak öne çıkmışlardır. Bu rekabetin merkezinde ABD ve SSCB'nin İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya düzeninin kurulması üzerine görüşmeler yapmış olmaları, ideolojik farklılıkları sebebiyle birbirlerine zıt konumlarda bulunmaları ve uluslararası hegemonya girişimlerinin çatışması bulunmaktadır. Bu noktada SSCB'nin yayılmacı dış politikasına karşı, ABD'nin Çevreleme Politikası ortaya çıkmıştır. ABD ve SSCB'nin hegemonya rekabetine girmiş olması, uluslararası alanda birçok devleti de etkileyen krizler veya antlaşmaların gerçekleşmesine sebep olmuştur. ABD'nin 6- 9 Ağustos'ta iki atom bombası kullanması, nükleer çağı başlatmış ve Soğuk Savaş dönemini kendine has bir dönem haline getirmiştir. 1949'da SSCB'nin nükleer silahları elde etmesiyle ve Amerikan nükleer tekelinin son bulmasıyla iki süper güç yeni bir rekabet alanını ortaya çıkarmışlardır. Böylece nükleer enerjinin silah olarak kullanımı Soğuk Savaş Dönemi'nde kriz veya barış dönemlerinde politika aracına dönüşmüştür. Bu çalışma, ABD'nin Çevreleme Politikasını uygularken nükleer enerjiyi silah olarak kullandığı durumları tarihsel süreç içerisinde incelemektedir. Kavramsal çerçeve olarak Gramsci'nin geliştirdiği ve Cox'un uluslararası alana uyguladığı hegemonya kavramı alınmıştır ve on farklı örnek olay Soğuk Savaş dönemi içerisinden seçilerek incelenmiştir. Bu bağlamda örnek olay analizi yöntem olarak benimsenmiştir. Bu çalışma ABD'nin zamanla politikaları sebebiyle uluslararası sivil toplumun rızasını kaybederek hegemonyasını tamamlayamadığı ancak Soğuk Savaş genelinde SSCB yayılımını önlediği sonucuna varmıştır. Son olarak nükleer enerjinin silah olarak kullanımının Çevreleme Politikası çerçevesinde kullanımının her zaman başarılı olmamak şartıyla etkili olduğu sonucuna varılmıştır. In Cold War era which represents between post World War II and dissolution of USSR period, USA (United States of America) and USSR (Union of Soviet Socialist Republics) emerged as rival states. In center of this are the fact that USA and USSR have held negotiations on establishing a new world order after world war II, remaining in opposite positions due to their ideological differences and conflict of their attempts of international hegemony. At this point, against expansionist foreign policy of USSR, Containment Policy of USA have emerged. Due to the fact that USA and USSR entered a rivalry of hegemony, crises and agreements took place which effected many states in international arena. The use of two atomic bombs by USA on 6-9 August started nuclear age and made Cold War era into a unique era. When USSR obtained nuclear weapons in 1949 with the end of American nuclear hegemony, two super powers created a new area of rivalry. Therefore use of nuclear energy as a weapon has turned into a policy tool during periods of crisis or peace in Cold War era. This study examines cases in historical process in which USA used nuclear energy as a weapon while USA was implementing Containment Policy. As a conceptual framework concept of hegemony which improved by Gramsci and deepened by Cox are taken and ten different example cases were analysed which were chosen from Cold War era. In this context, case study analysis is adopted as a research method. This study reached conclusion that in time due to its policies USA couldn't complete its hegemony by losing the consent of international civil society yet Cold War in general managed containing USSR. At last, Finally research concludes as the use of nuclear energy as weapon although wasn't always successful, yet was effective in implementing Containment Policy.
URI
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=kIrIdtdJ31bRgjb6fHvMUdx2TnqV66gN6S_qcisQUY1ncMJEl0u7sJp9we6pjJ0Uhttps://hdl.handle.net/20.500.12428/5161