Sosyal bilimlerde "Tek parça olarak bedenleşen özne" anlayışının çözülmesi tartışmaları ve yeni biyoiktidar olanakları
Citation
Pekar, S. (2022). Sosyal bilimlerde "Tek parça olarak bedenleşen özne" anlayışının çözülmesi tartışmaları ve yeni biyoiktidar olanakları. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale.Abstract
Bu çalışma, öncelikle güncel sosyal bilimler tartışmalar içerisinde tek parça beden düşüncesinin parçalanmasının izini sürmektedir. Geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren biyoloji ve kimya alanında yaşanan teknolojik gelişmeler neticesinde ortaya çıkan değişim, beraberinde beden sosyolojisi tartışmaları içerisinde yeni bir başlık açmış ve bedeni "tek parça bir yapı" görünüşünden çıkarıp beden parçalarının ayrı ayrı canlılığına dikkati çeken bir noktaya taşımıştır. Bu bağlamda, değişen ve gelişen teknoloji beden için canlılığın başladığı anı çok daha önceye götürmüş ve "in vitro" teknolojilerle birlikte onu bedenin dışına almıştır. Böylece, hayatın başlangıcı ve bitişi, beden için netliğini yitirmiş ve yeniden yorumlamaya muhtaç bir noktaya taşınmış, "in vitro" teknolojilerin yaygınlaşması ile birlikte toplumsal düzlemde daha önce görülmeyen özneler, kurumlar ve sosyal örüntüler belirginleşmeye başlamıştır. Böylelikle, in vitro teknolojilerin gündelik hayat içerisinde görünür hale geldiği örüntüler, içinde yaşanılan devletler nezdinde kendi iç hukuklarına göre değerlendirme gereksinimleri doğmuş ve nihayetinde karşılaşılan sorunlar, uluslararası yargı kararlarına kadar taşınmıştır. Hazırlanan bu tez, bir yandan günümüzde "in vitro" olarak üretilen insan embriyosuna bakışın uluslararası yargı metinlerine ne şekilde yansıdığını araştırmakta ve diğer yandan bu teknoloji neticesinde ortaya çıkan öznelliklere dikkat çekmektedir. This study primarily traces the disintegration of the one-piece body idea in current social science debates. The change that emerged as a result of the technological developments in the field of biology and chemistry since the middle of the last century opened a new topic in the body sociology discussions and brought the body out of the "one-piece structure" appearance and brought attention to the vitality of the body parts separately. Changing and developing technology, in this context, has taken the moment when vitality began for the body much earlier and has taken it out of the body together with "in vitro" technologies. Thus, the beginning and end of life lost its clarity for the body and moved to a point in need of reinterpretation, and with the spread of "in vitro" technologies, subjects, institutions and social patterns that were not seen before on the social plane began to become clear. The patterns in which it has become a reality have arisen in the eyes of the states in which they live, according to their own domestic laws, and eventually the problems encountered have been carried to international judicial decisions. This thesis investigates how the view of the human embryo produced "in vitro" today is reflected in international judicial texts, on the other hand, draws attention to the subjectivities that emerge as a result of this technology.