Evrensel sergiler/fuarlar/expolar ve mekânları
Künye
Çelik, G. (2023) Evrensel sergiler/fuarlar/expolar ve mekânları. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale.Özet
18. yüzyılda büyük bir hızla atılım sağlayan Sanayi Devrimi, kendinden önceki gelişmeleri farklı bir potada eriterek geleceği şekillendirmiştir. Sanayi Devrimi ile birlikte artık manifaktür üretim yerini maşinofaktür üretimine bırakmıştır. Yeni icatların ortaya çıkması ve makineleşmenin artması ile birlikte yeni fabrikalar artmış, bu durum ise hem artan nüfusa hem de bu nüfusun köyden kente geçiş sürecinde geniş bir istihdam ile fayda sağlamıştır. Hızlı kentleşme, beraberinde bir kaos yaratsa da yaşanan gelişmeler doğrultusunda özelikle de kentsel yaşamın iyileştirilmesi adına toplu konut çalışmaları gerçekleştirilmiş, fabrikalarda yaşanan problemlerin aşılabilmesi ya da en aza indirgenebilmesi adına çeşitli sendika grupları kurulmuş ve ülkeler arasında had safhada bulunan rekabet ortamı çeşitli etkinlikler ile dizginlenmeye, belki de daha da arttırılmaya çalışılmıştır. İşte gelişimin emekleyerek ancak hızlı bir gayretle devam ettiği bu dönemde başını İngiltere'nin çektiği büyük bir organizasyona imza atılmıştır. Bu imza, Evrensel Sergilerdir. İlk kez 1851 Londra'sında Kristal Saray ile karşımıza çıkan Evrensel Sergiler, ilk dönemlerinde rekabet ortamı içerisinde kendini gösterme çabası, prestij göstergesi olarak değerlendirilirken mimari yaklaşımları da bu tema ile doğru orantılı ilerlemiş ve dönemin yeni mimari teknikleri, demir- çelik ve cam gibi mimari unsurları yapı veya yapı gruplarına dahil edilerek yeni ve deneysel çalışmalara olanak sağlamıştır. Zaman içerinde dünya ve toplumda yaşanan olumlu veya olumsuz olaylar -savaşlar, yeni çağa giriş, dünyanın geleceği kaygısı- Evrensel Sergilerin ve mimari tasarımlarının şekillenmelerinde etkili olarak çeşitli temaları ve bu temalar ile ilişkili olarak serginin gerçekleşeceği kenti, kent içerisinde belirlenecek organizasyon alanını ve sergi binalarını etkilemiştir. In the 18th century, the Industrial Revolution, which made a breakthrough at a great speed, shaped the future by melting the previous developments in a different pot. With the Industrial Revolution, manifacture production was replaced by machinofacture production. With the emergence of new inventions and the increase in mechanisation, new factories have increased, and this situation has benefited both the increasing population and the transition of this population from the village to the city with a wide employment. Although rapid urbanisation created chaos, in line with the developments, mass housing works were carried out especially for the improvement of urban life, various union groups were established in order to overcome or minimise the problems experienced in factories, and the competitive environment that was at an extreme level between countries was tried to be restrained and perhaps even increased with various activities. It was in this period, when the development continued with a crawling but rapid effort, that a great organisation, led by England, was signed. This signature is the Universal Exhibitions. The Universal Exhibitions, which first appeared in London in 1851 with the Crystal Palace, were considered as an effort to show itself in a competitive environment and as an indicator of prestige in their early periods, while their architectural approaches progressed in direct proportion to this theme and new architectural techniques of the period, architectural elements such as iron-steel and glass were included in buildings or building groups, enabling new and experimental studies. Positive or negative events experienced in the world and society over time - wars, entry into the new era, concern for the future of the world - have influenced the shaping of Universal Exhibitions and their architectural designs, affecting various themes and, in relation to these themes, the city where the exhibition will take place, the organisation area to be determined within the city and the exhibition buildings