Heremites auratus ve Heremites vittatus (Lacertilia: Scincidae) türlerinde karşılaştırmalı osteolojik araştırma

Abstract

Türkiye' deki Heremites cinsi, Heremites auratus (Linnaeus 1758), Heremites vittatus (Olivier, 1804) ve Heremites septemtaeniatus (Reuss, 1834) olmak üzere 3 türden oluşmaktadır. Heremites auratus ve Heremites vittatus populasyonlarının taksonomik ve biyolojik özellikleri farklı yöntemlerle çalışılmış, ancak osteolojik özellikleri hakkında ayrıntılı bir çalışma bulunamamıştır. Örneklerin morfolojik ölçümleri alınmış ve örnekler şeffaf boyalı iskelet yöntemine göre hazırlanmıştır. Türlerin kafatası iskeletine ait 17 kalitatif 22 kantitatif özellik ve gövde iskeletine ait 15 kalitatif 13 kantitatif özellik ayrıntılı olarak incelenerek iki tür arasında benzerlik ve farklılıklar tespit edilmiştir. Sonuç olarak iki tür arasında kalitatif özelliklerden maksilladaki diş lokusu, premaxillanın posterior ucunun nasallarla olan çıkıntısı, parietal ve postfrontal arasındaki boşluk miktarı, postfrontalin posterior çıkıntısının şekli, parietaldeki pineal foramenin yeri ve durumu, palatin kemiğin şekli, palatinin vomerle ve pterygoidle bağlantısı, supraoccipital üzerindeki çıkıntının şekli, interclavikulanın anterior ve yanal uçları ve kısa kaburgaların uçlarında önemli farklılıklar tespit edilmiştir.

The Heremites genus in Turkey is consist of 3 species as Heremites auratus (Linnaeus 1758), Heremites vittatus (Olivier, 1804) and Heremites septemtaeniatus (Reuss, 1834). Taxonomic and biological features of Heremites auratus and Heremites vittatus populations have been studied with different methods, but no detailed study on their osteological features has been found. Morphological measurements of the samples were taken and the samples were prepared according to the transparent painted skeleton method. The species were compared in terms of 17 qualitative 22 quantitative features of the skull skeleton and 15 qualitative and 13 quantitative features of the body skeleton. The obtained data were evaluated statistically. As a result, qualitative features of the dental locus in the maxilla, the projection of the posterior end of the premaxilla with the nasals, the amount of space between the parietal and the postfrontal, the shape of the posterior prominence of the postfrontal, the location and condition of the pineal foramen in the parietal, the shape of the palatine bone, the connection of the palatine with the vomer and the pterygoid, the shape of the prominence above the supraoccipitale, and the interclavicula significant differences were detected at the lateral ends and the ends of the short ribs.