65 yaş ve üzeri bireylerde COVİD-19 enfeksiyonu geçirmenin hastalık algısı ve anksiyete-depresyon belirtileri ile ilişkisinin değerlendirilmesi
Abstract
Amaç: Bu çalışmada hem psikososyal açıdan hem de hastalık yükü açısından daha çok etkilendiği düşünülen 65 yaş ve üzeri bireylerde COVID-19 enfeksiyonu geçirmenin hastalık algısıyla ilişkisi ve anksiyete-depresyon klinik belirtilerinin sıklığı ve yaygınlığı açısından ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Giriş: COVID-19 enfeksiyonu geçirenlerde virüsün doğrudan santral sinir sistemine etkisi, sistemik ve santral sinir sisteminde oluşturduğu inflamasyonun nöropsikiyatrik etkileri, izolasyon, damgalanma ve hastalığı ağır geçirmeye bağlı işlevsellik kaybı gibi potansiyel sebeplere bağlı olarak psikiyatrik sonuçlar ortaya çıkabildiği gösterilmiştir. Yaşlı bireylerde, yaşla birlikte değişen fizyoloji, metabolizma ve hormonal durum gibi etkenlere bağlı olarak stres, anksiyete ve depresyon belirtilerinde artış görülebilmektedir. Yaşlılar bu durumlardan dolayı artan hassasiyete bağlı olarak çevresel faktörlerden ruhsal olarak daha fazla etkilenebilmektedirler. Pandemi döneminde karantina, sosyal mesafe gibi önlemler halihazırda kırılgan ve savunmasız bir grup olan yaşlı bireylerin yalnızlık hissinin artmasına neden olduğu açık bir olgu olarak karşımızdadır. Hastalığın 65 yaş ve üzerindeki kişileri daha fazla etkilemesi ve bunun sık sık gündeme getirilmesi 65 yaş ve üzeri grupta endişe, 'korku ve ötekileştirilmiş' hissi yaşamasına neden olmuştur. Salgının kısmen kontrol altına alınmasıyla birlikte COVID-19 enfeksiyonunu atlattıktan sonra saptanan ve uzun süre devam ettiği görülen psikiyatrik belirtiler, COVID-19 sonrası nöropsikiyatrik sekellerin gözlenmesine ikincil, post-COVID sendromu kavramını gündeme getirmiştir. Bu bilgiler ışığında 65 yaş ve üzeri bireylerde COVID-19 enfeksiyonu geçirmiş olma durumunun hastalık algısı ve anksiyete-depresyon belirtileri ile ilişkili olabileceği düşünülerek çalışmamız planlanmıştır. Post-COVID sendromunun nöropsikiyatrik yan etkilerinin orta-uzun süreli mevcudiyetinin araştırılması çalışmamızın temel çıkış noktasını oluşturmaktadır. Yöntem: Çalışmamız, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde, 01.01.2022-15.05.2022 tarihleri arasında yürütülmüş olup; 65 yaş ve üzeri bireylerde hastalığı hastanede yatarak geçirmiş olan bir hasta grubu ile hastalığı ayaktan geçirmiş olan bir başka hasta grubu ve kontrol grubu olmak üzere üç grup alınarak tamamlanmıştır. Tüm katılımcılara sosyodemografik ve klinik özellikler ve COVID-19 pandemisi ile ilgili sorulardan oluşan bir anket formu, Hastane Anksiyete Depresyon Ölçeği (HADÖ), Standardize Mini Mental Test (SMMT) ve COVID-19 Hastalık Algısı Ölçeği (CHAÖ) uygulanmıştır. Demans ve kendine yetebilme kabiliyetini etkileyen komorbid hastalıklar dışlama faktörü olarak alınmıştır. Bulgular: Tüm gruplar bir arada değerlendirildiğinde çalışma 45'i (%50) kadın ve 45'i (%50) erkek olmak üzere toplam 90 kişi ile yapılmıştır. Olguların yaşları 65 ile 91 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 70.67±5.44'tür. Sosyodemografik veriler açısından gruplar arasında homojen dağılım bulunmaktadır. Çalışmaya alınan hasta gruplar enfeksiyon kliniğinin düzelmesinin üstünden 1 ila 6 ay geçmiş olan kişilerden oluşmakta olup, ortalama süre üç aydır. Hastalığı yatarak geçirmiş olan grupta HADÖ-depresyon puanları hastalığı ayaktan geçirmiş olan gruba ve kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur (p<0,05). Gruplar arasında HADÖ-anksiyete puanları açısından anlamlı farklılık saptanmamıştır (p=0,918). CHAÖ toplam puanları ve tehlikelilik alt boyutu puanları hastalığı yatarak geçiren grupta kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur (p<0,05). CHAÖ bulaştırıcılık faktörü puanları karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel anlamlı farklılık bulunmamıştır (p=0,438). HADÖ-anksiyete puanları kadınlarda erkeklere göre, eşi vefat edenlerde evlilere göre, yalnız yaşayanlarda eşiyle yaşayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek saptanmıştır (p<0,05). HADÖ-depresyon puanları hobisi olanlarda, düzenli egzersiz yapanlarda ve aileden yeterli düzeyde manevi destek görenlerde istatiksel olarak anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır (p<0,05). CHAÖ ve alt boyutları ile HADÖ alt boyutları arasında yapılan korelasyon analizinde anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç: COVID-19 pandemisi sürecinde 65 yaş ve üzeri bireylerde yapılan bu çalışma, COVID-19 enfeksiyonunu ağır geçirenlerde enfeksiyon kliniğinin düzelmesinden 1-6 ay sonraki post-enfeksiyöz dönemde depresyon kliniğinin daha sık görüldüğünü ve daha uzun süre mevcut olduğunu göstermektedir. Morbidite ve mortalite açısından riskli olan ileri yaş grubunda hastalığa yakalananlara psikiyatrik bakış açısıyla yaklaşıp psikiyatrik belirtilerin erken dönemde tespit edilmesi, erken müdahalelerin uygulanması önemli yeti yitimine yol açabilen bir hastalık olan depresyonun post-COVID dönemde gelişiminin ve yeti yitiminin önlenmesi açısından önemli görünmektedir. Objective: In this study, it was aimed to investigate the relationship of having COVID-19 infection with the perception of illness and the frequency and prevalence of clinical symptoms of anxiety-depression in individuals aged 65 and over, who are thought to be more affected both in terms of psychosocial and disease burden. Introduction: This has been shown that psychiatric consequences may occur due to potential causes such as the direct effect of the virus on the central nervous system, the neuropsychiatric effects of inflammation in the systemic and central nervous system, isolation, stigma, and loss of functionality due to severe illness in those with COVID-19 infection. Elderly individuals may experience an increase in stress, anxiety and depression symptoms due to factors such as physiology, metabolism and hormonal status that change with age. The elderly may be more affected by environmental factors due to increased sensitivity due to these conditions. It is a clear fact that measures such as quarantine and social distance during the pandemic period cause an increase in the feeling of loneliness of elderly individuals, who are already a fragile and vulnerable group. The fact that the disease affects people aged 65 and over more and that it is frequently brought to the fore has caused the people aged 65 and over to experience anxiety, fear and a feeling of 'marginalisation'. With the partial control of the epidemic, psychiatric symptoms detected after recovering from the COVID-19 infection and appearing to persist for a long time have brought up the concept of post-COVID syndrome, secondary to the observation of post-COVID-19 neuropsychiatric sequelae. In the light of this information, our study was planned considering that the situation of having COVID-19 infection in individuals aged 65 and over may be related to the perception of illness and anxiety-depression symptoms. The main starting point of our study is to investigate the presence of the neuropsychiatric side effects of the post-COVID syndrome in the medium-long term. Method: Our study was carried out at Çanakkale Onsekiz Mart University Health Practice and Research Hospital between 01.01.2022 and 15.05.2022; In individuals aged 65 and overtaken in to three groups, one patient group who had the disease as an inpatient, another patient group who had the disease as an outpatient, and the control group. A questionnaire consisting of sociodemographic and clinical characteristics and questions about the COVID-19 pandemic, Hospital Anxiety Depression Scale (HADS), Standardized Mini-Mental Test (SMMT), and COVID-19 Disease Perception Scale (CDPS) were administered to all participants. Dementia and comorbid diseases affecting the patients ability to be self-sufficient were taken as exclusion factors. Results: When all groups were evaluated together, the study was conducted with a total of 90 people, 45 (50%) women and 45 (50%) men. The ages of the cases ranged from 65 to 91, with a mean age of 70.67±5.44. There is a homogeneous distribution among the groups in terms of sociodemographic data. The patient groups included in the study consisted of people who were in a period 1 to 6 months after the recovery of the infection clinic, and the average duration was three months. HADS-depression scores in the inpatient group were found to be statistically significantly higher than in the outpatient group and the control group (p<0.05). There was no significant difference between the groups in terms of HADS-anxiety scores (p=0.918). Total CDPS scores and dangerousness sub-dimension scores were found to be statistically significantly higher in the inpatient group compared to the control group (p<0.05). When the contagious factor scores of CDPS were compared, no statistically significant difference was found between the groups (p=0.438). HADS-anxiety scores were found to be statistically significantly higher in women than in men, in those whose spouses died compared to married people, and in those living alone compared to those living with their spouses (p<0.05). HADS-depression scores were found to be statistically significantly lower in those who have a hobby, exercise regularly, and receive adequate moral support from the family (p<0.05). No significant correlation was found in the correlation analysis between the CDPS and its sub-dimensions and the HADS sub-dimensions. Conclusion: This study, which was carried out in individuals aged 65 and over during the COVID-19 pandemic, shows that depression clinic is more common and present for a longer period of time in the post-infectious period 1-6 months after the recovery of the infection clinic in those who had severe COVID-19 infection. Approaching the patients with the disease in the advanced age group, which is at risk in terms of morbidity and mortality, from a psychiatric point of view, detecting psychiatric symptoms in the early period and applying early interventions seem important in terms of preventing the development and disability of depression, which is a disease that can lead to significant disability in the post-COVID period.
URI
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=kIrIdtdJ31bRgjb6fHvMUTLYBaf_CMwZ-3kP-FLo2X09nw3RV9pW1Prpx6mIW5dUhttps://hdl.handle.net/20.500.12428/5230