Kadınlarda üriner sistem fonksiyonlarının cinsel işlevler ve yaşam kalitesi üzerine etkisi
Özet
Amaç: Üriner inkontinans kadın sağlığını önemli ölçüde etkileyen bir sağlık sorunudur. Hafif psiko sosyal sorunlardan ciddi derecede ilerlemiş bozukluklara kadar geniş bir yelpazede etkileri gözlemlenebilir. Bunlar arasında kadın cinsel işlevleri ve yaşam kalitesi özellikle önemlidir, ve birbirleri ile ilişkili sorunlardır. Çalışmamızda görülme sıklıkları pek çok faktörden etkilenen ve değişkenlik gösteren kadın üriner inkontinansı ve cinsel işlevleri arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma herhangi bir nedenle üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan merkezimiz Kadın hastalıkları ve Doğum kliniğine başvuran ve katılımcı olmayı kabul eden 18 -65 yaş arasındaki 190 kadın üzerinde gerçekleştirilmiştir. Tüm katılımcılara Bristol Kadın Alt Üriner Sistem Semptomları İndeksi Ölçeği, Ürogenital Distres Envanteri -6, Kadın Cinsel İşlev Ölçeği, Depresyon Anksiyete Stres Ölçeği -21'in Türkçe versiyonları uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmamızı oluşturan kadınların 43'ü menopozal, 147'si reprodüktif dönemdeydi. 77 katılımcının herhangi bir derecede veya herhangi bir alt tipte üriner inkontinans sorunu yaşadığı, 113 katılımcının ise herhangi bir üriner sistem kaynaklı sorun yaşamadığı tespit edildi. 148 katılımcının herhangi bir derecede yada herhangi bir alt birleşende cinsel işlevleri sırasında sorunlar yaşadığı sonucuna ulaşılmıştır. Üriner inkontinans problem olan ve olmayan kadınlar arasında her ne kadar cinsel işlevler ölçeğinden alınan skorlar arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık görülmese de, ölçeğin ağrı –rahatsızlık hissi duyma alt parametresinden alınan skorların iki grup arasında farklılaştığı görülmüştür. Menopoz döneminde ise üriner inkontinansın reprodüktif döneme göre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık gösterdiği, yine bu dönemdeki kadınlar ile reprodüktif dönemdeki kadınlar arasında cinsel işlevler ölçeğinden alınan skorların ağrı –rahatsızlık hissi duyma alt parametresi haricinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Sonuç: Kadın cinsel işlevlerde gözlemlenen değişiklikler, yalnızca bir faktöre indirgenemeyecek, ilişkilendirilemeyecek ve bağlanamayacak kadar kompleks sorunlardır. Üriner sistem kaynaklı problemler elbette ilişkili faktörlerden bir tanesi olabilir. Çalışmamızda üriner inkontinansın cinsel işlevler üzerindeki etkinliği hormonal olarak aktif reprodüktif dönemdeki kadınlar ile menopozal dönemdeki kadınlar arasında istatistiksel olarak farklılık göstermektedir. Fakat her iki dönemdeki kadınlar arasında her ne kadar diğer alt parametreler farklılık gösterse de, ağrı rahatsızlık hissi yaşama deneyimlerinden alınan skorların benzer olduğu görülmektedir. Öte yandan dönemsel ayrım gözetmeksizin üriner inkontinansın kadın cinsel işlevleri ile doğrudan ilişkili bir faktör olmadığı, fakat üriner inkontinansı olan ve olmayan gruplar arasında ağrı rahatsızlık hissi duyma skorlarının istatistiksel olarak farklılık gösterdiği de çalışmamızda görülmüştür. Bu sonuç bize üriner inkontinansın cinsel sorunların yaşanmasında kendisinin doğrudan bir faktör olmadığını, dolaylı bir faktör olarak kümülatif etkiye katkıda bulunduğunu, ve bu etkisini de ağrı –rahatsızlık oluşturma üzerinde gösterdiğini düşündürmektedir. Anahtar kelimeler : üriner inkontinans, cinsel yaşam, hayat kalitesi Aim: Urinary incontinence is a health problem that significantly affects of women's health. A wide range of effects can be observed, from mild psychosocial problems to severely advanced disorders. Among these, female sexual functions and quality of life are particularly important, and these are interrelated issues. It was aimed to investigate the relationship between female urinary incontinence and negative experiences during female sexual functions, which frequency is affected by many factors and varies. Method: This study was carried out on 190 women who applied to the Gynecology and Obstetrics Clinic which provides tertiary health care services, for any reason and agreed to be a participant. Turkish versions of the Bristol Female Lower Urinary Symptom Index Scale, Urogenital Distress Inventory -6, Female Sexual Function Scale, and Depression Anxiety Stress Scale -21 were administered to all participants. And the study was conducted in women between the ages of 18 and 65. Result: While 43 of the women in our study were in the menopausal period, and 147 of the women were in the reproductive period. It was determined that 77 participants had urinary incontinence problems of any degree or any subtype, and 113 participants did not have any urinary system-related problems. And, concluded that 148 participants had problems during their sexual functions at any degree or in any subcomponent. Although there was no statistically significant difference between the scores obtained from the sexual functions scale between women with and without urinary incontinence problems, but it was observed that the scores obtained from the pain-discomfort subparameter of the scale differed between the two groups. In the menopausal period, it was observed that urinary incontinence differed statistically significantly compared to the reproductive period. With these, it was determined that the scores obtained from the sexual functions scale differed statistically between women in this period and women in the reproductive period, except for the sub-parameter of feeling pain-discomfort. Discussion and Conclusion: The changes observed in female sexual functions are too complex problems that cannot be reduced to a single factor. The urinary system originating problems can of course be one of the related factors. In our study, the effectiveness of urinary incontinence on sexual functions differs statistically between women in hormonally active reproductive period and women in menopausal period. However, other sub-parameters differ between women in both periods, it is seen that the scores obtained from the experiences of experiencing pain and discomfort are similar. On the other hand, it was also seen in our study that urinary incontinence is not a factor directly related to female sexual functions, but pain-discomfort scores differ statistically between groups with and without urinary incontinence. This result makes us think that urinary incontinence itself is not a direct factor in experiencing sexual problems, it contributes to the cumulative effect as an indirect factor, and it shows this effect on creating pain-discomfort.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=j_Fjwp4JS4mk97Puqti8rk8pliD3IX9pFXFl7YquUwFagmeDp3sfEOHDze0LdCxAhttps://hdl.handle.net/20.500.12428/5217