Ratlarda deneysel olarak gerçekleştirilen brid üzerine L karnitinin etkisi (deneysel çalışma)
Özet
Giriş: Karın ameliyatlarından sonra gelişen yapışıklıklar, hem hasta hem de hekim açısından önemli bir sorun oluşturur. Batın içerisinde gelişen bu yapışıklıklar, hasta konforunu bozan bulantı ve karın ağrısı gibi bulgulara neden olabileceği gibi, ameliyat gerektiren daha ciddi tıkanıklıklara neden olarak yüksek maliyet, iş gücü kaybı, morbidite ve mortaliteye de neden olmaktadır. Bu çalışmada, karın içinde meydana gelen postoperatif yapışıklıkların giderilmesinde etkili bir yöntemin araştırılması planlandı. Batın içinde oluşan adezyonların morbidite ve mortaliteyi artırıcı etkisinin azaltılması, relaparotomilerin önüne geçilmesi ve bunun intraoperatif uygulanabilecek bir yöntem ile sağlanabilmesi ön görüldü. L-Karnitinin mevcut antiinflamatuar ve antioksidan özelliğinden faydalanılarak, meydana gelen yapışıklıkları azaltmaya yardımcı olabileceği düşünüldü. Amaç: Bu çalışmada antiinflamatuar, antioksidan ve yapılan deneysel araştırmalarda yara iyileşmesine olumlu etki göstermiş olan L-Karnitin'in ratlarda deneysel olarak gerçekleştirilen adezyon üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmada 30 adet dişi Wistar Albino rat kullanıldı. Sham, serum fizyolojik ve L-Karnitin grupları oluşturuldu. Anestezi sonrası Sham grubuna batın insizyonu yapıldı, çekum antimezenterik serozasına bistüri ile abrazyon ve serozal peteşi uygulandi, ek işlem yapılmadan batın kapatıldı. Serum Fizyolojik grubunda cerrahi işlem sonrası batın 2 ml serum fizyolojik NaCl %0.9 ile yıkandı ve batın kapatıldı. L-Karnitin grubunda cerrahi islem sonrasi 100 mg/kg L-Karnitin periton içine tatbik edildi ve batın kapatıldı. Postoperatif 14.gün ratlara doğal beslenme ve barınma koşullarına uygun olarak bakıldı. 14.gün sakrifiye edilen ratlardan elde olunan doku örnekleri hem makroskopik hem de mikroskopik olarak incelendi. Bulgular: Makroskopik ve mikroskopik incelemede, Nair Skorlama sistemine göre skorlama yapıldı. İstatiksel değerlendirmelerde veriler SPSS versiyon 17.0 paket programından yararlanıldı ve istatik verileri non-parametrik testlerden Kruskal Wallis testi kullanılarak karşılaştırıldı. Sonuç: Makroskobik değerlendirildiğinde (Nair skorlamasına göre) gruplar arasında anlamlı fark bulunmadı. Histopatolojik olarak çıkarılan dokular inflamasyon, vaskularizasyon ve mezotelyal proliferasyon parametreleri açısından değerlendirildi. Tüm gruplar arasında karşılaştırdığımızda her 3 parametredede anlamlı farklılıklar tespit edilmedi (p>0,05). Sadece Histolojik açıdan Fibrozis oluşumuna göre karşılaştırıldığında Abrazyon grubu ve Serum Fizyolojik grubu L-Karnitin grubunun arasındaki istatistiksel fark anlamlı bulundu (p<0,05). Introduction: Intra-abdominal adhesions that develop after abdominal surgeries are an important problem for both the patient and the physician. These adhesions that develop in the abdomen can cause symptoms such as abdominal pain and nausea that impair patient comfort, as well as cause more serious obstructions that require surgery, resulting in high costs, loss of work force, morbidity and mortality. It was planned to search for effective medication in the removal of postoperative adhesions in the abdomen. It was envisaged to reduce the morbidity and mortality-increasing effect of intra-abdominal adhesion, to prevent relaparotomy, and to provide this with an intraoperative medication. It was thought that L-Carnitine may help reduce adhesions that may occur in the abdomen with its anti-inflammatory and anti-oxidant properties. Objectives: In this study, it was aimed to investigate the effect of L-Carnitine, which has an anti-inflammatory, anti-oxidant and positive effect on wound healing in experimental studies, on the experimentally performed brid in rats. Method: 30 female wistar albino rats were used in the study. Sham, SF and L-Carnitine groups were formed. After anesthesia, an abdominal incision was made in the Sham group, serosalpetechiae and abrasion were performed on the antimesenteric serosa of the cecum with a scalpel, the abdomen was closed without any additional procedure. After the surgical procedure in the SF group, the abdomen was washed with 2 ml of saline NaCl 0.9% and the abdomen was closed. In the L-Carnitine group, 2 ml of L-Carnitine was administered intraperitoneally instead of physiological saline, and the abdomen was closed. The rats were cared for 14 days postoperatively, in accordance with natural feeding and housing conditions. Tissue samples obtained from rats sacrificed on the 14th day were examined both macroscopically and microscopically. Results: Scoring was done according to the Nair scoring system in macroscopic and microscopic examination. In statistical evaluations, the SPSS version 17.0 package program was used, and statistical data were compared using the Kruskal Wallis test, one of the non-parametric tests. Conclusion: When evaluated macroscopically (according to Nair scoring), no significant difference was found between the groups. Histopathologically removed tissues were evaluated in terms of inflammation, vascularization and mesothelial proliferation parameters. When we compared between all groups, no significant differences were found in all 3 parameters (p>0.05). When compared according to the formation of Fibrosis only in terms of histology, the statistical difference between the Abrasion group and the Serum Physiological group and the L-Carnitine group was found to be significant (p<0.05).
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=j_Fjwp4JS4mk97Puqti8rrBBvpRWygy7iKUFVUDinLJlBmUoGydI7fPIT9RKsqJshttps://hdl.handle.net/20.500.12428/5208