Sanal müze deneyiminin oyunlaştırma destekli hikaye sanatı üzerinden yeniden tasarlanması ve etkileri
Özet
Güvenlik ve verimlilik esaslı bir arada olma ihtiyacından doğarak oluşturulan toplulukların dahil oldukları toplumsal yapının sürdürülebilirliğinde en değerli araç kültürdür. Toplulukların sadece fiziksel varlıklarını değil, aynı zamanda ortak değerler, inançlar, davranış biçimleri ve bilgi aktarımları gibi soyut unsurlarla da sürdürülebilir bir yapı oluşturmaları temel bir ihtiyaçtır. Sürdürülebilir toplumların yolculuk süreçlerinde yaşadıkları dönüm noktaları, kültürel etkileşimler, değişim ve dönüşümler sonucu oluşan zengin bir arşiv niteliğinde tarihsel katmanlar söz konusudur. Topluluklarının geçmişlerini anlamalarını, öğrenmelerini ve geleceğe yönelik daha bilinçli kararlar almalarını sağlayan bu zengin arşivin en önemli koruyucularından birisi de müzelerdir. M.Ö. yıllara kadar uzanan geçmişiyle müzeler, zaman içinde toplumların gerçeklik algısındaki değişimlerle paralel olarak sunum biçimlerinde de evrim geçirmişlerdir. 21.y.y. ile birlikte endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçişte yaşanan çağ dönüşümlerin odağında hızla gelişen dijital entegrasyon ve yapay zeka teknolojileri bulunmaktadır. Dijital kolaylaştırıcıların hakim olduğu süreçte oluşan gerçeklik algısı, sunum standartlarının da yapısal formuna etki etmektedir. Edilgen bir sunum yerine, etken bir sunum beklentisi içerisinde olan çağın yerlilerine yönelik her alanda gerçekleşmesi şart olan inovatif yaklaşımlar oluşmaktadır. Geleneksel müzecilik sunumu da etkileyen bu yaklaşımlar, müzelerin sunum ve işleyişinden ziyaretçi deneyimine kadar birçok yönüne etki etmektedir. Yeni çağın yerlileri olan kuşakta mevcut olan dahil olma isteği, günümüz teknolojisiyle birleştirildiğinde, hikaye anlatıcılığı ve oyunlaştırma teknikleriyle birlikte farkındalık yaratıcı deneyimlerin ortaya çıkmasına olanak tanıyabilmektedir. Müzelerin, artık sadece nesneleri sergilemekle kalmadığı, aynı zamanda ziyaretçileri deneyimlere çeken, yaşatarak öğrenme fırsatları sunan ve toplulukları bir araya getiren mekanlar haline gelmektedir. Bu bağlamda, modern müzecilik anlayışı, kitleler üzerinde aidiyet hissini artırmayı ve aktif katılımı teşvik etmeyi amaçlayan çözümlere yönelmektedir. Culture serves as the essential asset for sustainability of the social structure in which the communities formed, stemming from the inherent requirement for communal security and effectiveness. It emerges beyond the mere physical aspects, culture is a fundamental requirement for communities to establish a sustainable structure. This framework includes more than just concrete aspects; it also involves intangible components such as collective values, beliefs, established customs, and the sharing of knowledge. A wealth of historical strata comprises the essence of an abundant repository, emerging from pivotal moments, cultural exchanges, shifts, and alterations that enduring societies undergo throughout their developmental trajectories. Among the paramount guardians of this abundant repository are museums, empowering their respective communities to fathom and absorb their history. This comprehension, in turn, facilitates more enlightened choices for the times ahead. Museums that trace their origins back millennia hold a role of paramount importance. They have adapted their modes of presentation in tandem with evolving societal perceptions of reality across epochs. In the 21st century, the rapid advancement of digital integration and artificial intelligence technologies lies at the heart of the profound changes occurring as societies transition from industrial-based to information-based models. The paradigm of reality that emerges through digital mediums significantly shapes how information is structured and presented. Rather than a passive mode of delivery, creative methodologies are being conceived across various domains to cater to the digitally native generation, who anticipate interactive engagement. These emerging strategies, which also influence the conventional approach to museum exhibitions, have a far-reaching impact on multiple facets of museums, spanning from curatorial practices and operational strategies to the overall visitor experience. The aspiration to belong to the generation native to the new era, when harmonized with contemporary technology, has the potential to foster enlightening encounters through the utilization of storytelling and gamification methods. Museums are evolving into spaces that extend beyond mere object display, drawing visitors into immersive experiences, facilitating educational prospects, and fostering community cohesion. In this light, the contemporary concept of museology is gravitating towards approaches that seek to augment the collective sense of affiliation and stimulate dynamic engagement. In the digital age characterized by widespread connectivity, these strategies possess the capacity to amplify the societal influence of museums, engendering a heightened sense of connectivity among individuals.
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=nLNfCsWgUluh5T2iyudShvXl3N2UX_3CMtaLHq8U_llcbb_y_oMlo5E2ZS1QuF0Ahttps://hdl.handle.net/20.500.12428/4943