Kamu personel rejimi bağlamında 4-d işçileri üzerine bir çalışma: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi örneği

Abstract

1980'ler ile birlikte dünyada hakim olan "refah devleti" anlayışı yerini neo-liberal politikalara bırakmıştır. Küreselleşmenin de etkisiyle neo-liberal politikalar ışığında özelleştirme faaliyetleri tüm kamu alanında varlığını hissettirmiştir. Taşeron çalışma modelinin temel taşlarının atılması Avrupa devletlerinde olduğu gibi Türkiye'de de belediyelerin özelleştirme politikaları ile başlamıştır. Akabinde taşeron çalışma modeli kamu alanının bir parçası olmuş ve çalışma barışının majör sorunlarından birisi haline gelmiştir. Bu araştırma ile birlikte, 657 sayılı Devlet Memuru Kanun'unun (DMK) 4-d maddesine istinaden istihdam edilen kamu işçilerinin kazanım ve kayıplarını irdeleyerek ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışma, kamu işçilerinin iş güvencesi, özlük hakları, çalışma güvenliği, örgütlenme pratikleri gibi konularda yaşadığı problemleri ortaya koymak ve çözüm önerileri getirmek açısından öneme sahiptir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi bünyesinde bulunan 8 farklı birimde görev yapan kamu işçileri ile yarı yapılandırılmış görüşme tekniği eşliğinde yüz yüze görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın, kamu işçisi statüsünde görev yapan personeller hakkında daha önce yapılan çalışmalara ve literatüre katkı sağlaması hedeflenmiştir.

The understanding of the "welfare state", which was dominant in the world with the 1980s, left its place to neo-liberal policies. With the effect of globalization, privatization activities in the light of neo-liberal policies have made their presence felt in the entire public sphere. Laying the foundation stones of the subcontractor working model started with the privatization policies of municipalities in Turkey as well as in European states. Subsequently, the subcontracting model became a part of the public sphere and became one of the major problems of labor peace. With this research, it is aimed to reveal the gains and losses of the public workers employed in accordance with the 4-d article of the Civil Servant Law No. 657 (DMK). The study is important in terms of revealing the problems experienced by public workers on issues such as job security, personal rights, work safety, organizational practices and suggesting solutions. Qualitative research method was used in the research and face-to-face interviews were conducted with public workers working in 8 different units within Çanakkale Onsekiz Mart University, accompanied by semi-structured interview technique. The aim of the study is to contribute to previous studies and literature about the personnel working in the status of public worker.