Çanakkale havzası için sığ sismik hızlar ile geoteknik parametrelerin ve deprem tehlikesinin kestirimi
Abstract
Depremlerin yeryüzünde yaratacağı etkiyi belirlemek zeminlerin deprem anında nasıl davranacağını belirlemekten geçer. Çünkü zeminler deprem anında kendi karakteristik özelliklerine göre davranış gösterirler. Bu çalışma Çanakkale havzası için zeminlerin deprem anındaki davranışlarının tespit edilmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma alanında dolgu anakaya sınırlarının belirlenmesi ve zeminlerin mühendislik özelliklerinin hesaplanması amacıyla 110 adet sismik kırılma ve masw ölçüsünden yararlanılmıştır. Ölçüler değerlendirilerek dinamik elastik parametreler, Vs30 hızı, zemin hakim titreşim periyodu, zemin büyütme katsayısı ve taşıma gücü değerleri hesaplanmıştır. Çalışma alanında üst tabakada alüvyon alt tabakada ise anakaya birimlerin yer aldığı 2 tabakalı bir zemin yapısı tespit edilmiştir ancak yer yer alüvyon kalınlığının 30 m'den fazla olduğu bölgelerde bulunmaktadır. Özellikle denize yakın kısımlarda zemin dayanımının düşük, zemin hakim titreşim periyodu ve zemin büyütme değerlerinin yüksek olduğu tespit edilirken iç kısımlarda zemin dayanımında artış, zemin hakim titreşim periyodu ve büyütme değerlerinde düşüş gözlemlenmiştir. Bu parametreleri bölgenin deprem potansiyeli ışığında değerlendirdiğimizde ise tarihsel ve aletsel dönem deprem etkinlikleri ile özellikle 30 yıl içerisinde oluşan Mw > 5 olan depremler incelendiğinde özellikle 2017 yılında gerçekleşen Ayvacık depremlerinin bölgede hasar ve yıkıma sebep olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca bölgenin yakın çevresindeki (Ocak 2023 Midilli Adası deprem fırtınası) deprem aktivitesinden de etkilendiği görülmüştür. Bölgedeki zemin hakim titreşim periyodu ve zemin büyütme değerlerinin yüksek olması yalnızca çalışma alanı içerisinde değil yakın çevresinde gerçekleşen büyük magnitüdlü depremlerde de deprem dalgalarının yüksek salınımı nedeniyle hasar ve yıkım gibi sonuçlarla karşılaşılabileceğinin göstergesidir. Çalışma alanından elde edilen bu veriler ve değerlendirmeler bölgenin jeolojisi ile kıyaslandığında uyumlu olduğu gözlemlenmiştir. Sismik yöntemlerin jeoteknik araştırmalardaki güvenirliği de bir kez daha ortaya konulmuştur. To determine the impact that earthquakes will have on the earth is to determine how the ground will behave in the event of an earthquake. Because the ground behave according to their characteristics at the time of an earthquake. This study was conducted for the purpose of determining the behavior of the ground in the event of an earthquake for the Çanakkale basin. 110 seismic fracture and masw measurements were used to determine alluvion-bedrock boundary and to calculate the engineering properties of the ground. By evaluating the measurements, dynamic elastic parameters, Vs30 speed, ground dominating vibration period, ground amplification and ground bearing capacity were calculated. In the working area, a 2-layer ground structure with alluvial substratum in the upper layer has been identified, but it is located in regions where the alluvium thickness is more than 30 m. Especially in the areas close to the sea, it was determined that the ground strength was low, the ground dominating vibration period and the ground amplification were high, while in the interior, the ground strength increased, the ground dominating vibration period and the ground amplification decreased. When we evaluate these parameters in the light of the earthquake potential of the region, historical and instrumental period earthquake activities and especially when the earthquakes of MW > 5 occurring in 30 years are examined, especially the Ayvacik earthquakes in 2017 caused damage and destruction in the region. It was also affected by earthquake activity in the immediate vicinity of the region (the January 2023 Lesbos Island earthquake storm). The dominating vibration period and ground amplification values in the region are indicative that the results such as damage and destruction may be encountered due to the high oscillation of earthquake waves in the large magnitude earthquakes taking place not only in the working area but also in the near vicinity. These data and assessments obtained from the field of study were observed to be compatible when compared with the geology of the region. The reliability of seismic methods in geotechnical research has also been demonstrated once again.
URI
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=j_Fjwp4JS4mk97Puqti8rgdacuzVFw8fpmxEai5oWKzPFJYoBz3lvk6HXG9sd-YJhttps://hdl.handle.net/20.500.12428/4886