Tularemia Outbreak in Western Part of Turkey; Revenge of ‘Mount Ida’
View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessAttribution-NonCommercial 3.0 United Stateshttp://creativecommons.org/licenses/by-nc/3.0/us/Date
2021Author
Alkan Çeviker, SevilŞener, Alper
Güçlü Kayta, Safiye Bilge
Eker, Esen
Önder, Taylan
Doğan, Ebru
Metadata
Show full item recordCitation
Alkan Çeviker, S., Şener, A., Güçlü Kayta, S. B., Eker, E., Önder, T., & Doğan, E. (2021). Tularemia outbreak in western part of turkey; revenge of ‘Mount ida’. [Türkiye’nin batı kesiminde tularemi salgını; ida dağı’nın intikamı] Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi, 41(2), 145-149. doi:10.5336/medsci.2020-80788Abstract
Objective: Tularemia is a zoonotic disease. Sporadic
cases and outbreaks occur in humans. Here, we report a waterborne
outbreak, its clinical presentation, and the results of treatment. Material and Methods: An increase in the frequency of patients presenting
with lymphadenopathy from the same region was detected. Patients
with serological diagnosis of tularemia were included in the study between December 2018 and April 2019. This case series were evaluated
as an outbreak, clinical and laboratory parameters, demographic characteristics, clinical forms of tularemia and laboratory findings such as
immunoglobulin M antibody titer for F. tularemia, inflammatory markers (C-reactive protein, leukocytosis, erythrocyte sedimentation rate),
choice of first antibiotic treatment, total duration of treatment, initial
clinical/laboratory response day, relapse and reinfection ratios have
been investigated. The bacteria was investigated from drinking water
fountains by polymerase chain reaction (PCR) (16sRNA Nanobiz® F.
tularemia). Results: Tularemia was diagnosed serologically in 35 patients. Distribution of clinical forms was glandular (21 cases-60%); ulceroglandular (11 cases-31.4%); oropharyngeal (2 cases-5.7%) and
oculoglandular (1 case-2.8%), respectively. First serologic test positivity was 80%. Inflammatory markers such as C-reactive protein, leukocytes, erythrocyte sedimentation rate were high. Antibiotic choice
for treatment was streptomycin in 19 cases (54.3%), ciprofloxacin in
nine cases (25.7%), gentamicin in four cases (11.4%); doxycycline in
three cases (8.6%) respectively. The common suspicious contact was
the use of drinking water from street fountains. F.tularemia PCR
(16sRNA) was positive in 35 of these fountains (35/80, 43.75%). Conclusion: Tularemia should always be considered in head and neck
lymphandenopathies that do not heal or show late recovery. We should
keep in mind tularemia in a water-borne outbreak, were high it is rare. Amaç: Tularemi, zoonotik bir hastalıktır. İnsanlarda sporadik
vakalar ve salgınlar meydana gelir. Burada bir su kaynaklı salgını,
klinik sunumunu ve tedavi sonuçlarını sunuyoruz. Gereç ve Yöntemler: Aynı bölgeden lenfadenopati ile başvuran hastaların sıklığında artış
tespit edildi. Aralık 2018 ve Nisan 2019 tarihleri arasında serolojik tularemi tanısı alan hastalar çalışmaya dâhil edildi. Bu vaka serisi salgın
olarak değerlendirildi, klinik ve laboratuvar parametreleri, demografik
özellikler, tulareminin klinik formları ve F. tularemia için immünglobulin M antikor titresi gibi laboratuvar bulguları olarak değerlendirildi,
inflamatuar belirteçler (C-reaktif protein, lökositoz, eritrosit sedimantasyon hızı), ilk antibiyotik tedavisi seçimi, toplam tedavi süresi, ilk
klinik/laboratuvar yanıt günü, nüks ve yeniden enfeksiyon oranları
araştırıldı. Bakteriler, içme suyu çeşmelerinden polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) (16sRNA Nanobiz® F. tularemia) ile araştırıldı. Bulgular: Tularemi, 35 hastada serolojik olarak teşhis edildi. Klinik formların
dağılımı glandüler (21 vaka-%60) şeklindeydi; ülseroglandüler (11
vaka-%31,4), orofaringeal (2 vaka-%5,7) ve oküloglandüler (1 vaka-
%2,8). İlk serolojik test pozitifliği %80 idi. C-reaktif protein, lökositler,
eritrosit sedimantasyon hızı gibi inflamatuar belirteçler yüksekti. Tedavi için antibiyotik seçimi; 19 vakada (%54,3) streptomisin, 9 vakada
siprofloksasin (%25,7), 4 vakada gentamisin (%11,4), sırasıyla 3
vakada (%8,6) doksisiklin. Yaygın şüpheli temas, sokak çeşmelerinden
içme suyu kullanılmasıydı. Bu çeşmelerin 35 (35/80, %43,75)’inde F.
tularemia PCR (16sRNA) pozitifti. Sonuç: Tularemi, geç iyileşme
göstermeyen veya iyileşmeyen baş-boyun lenfadenopatilerinde her
zaman düşünülmelidir. Nadir de olsa su kaynaklı bir salgında tularemiyi
akılda tutmalıyız.
Volume
41Issue
2Collections
The following license files are associated with this item: